Ne Okudum?
Bu hafta pek kitap okuyamadım. Ancak Jack Kerouac’ın Yalnız Gezgin adlı kitabına başladım. Kitap Kerouac’ın diğer kitapları gibi otobiyografik bir eser, ancak diğerlerinden ayrı olarak bu kısa hikayeler şeklinde yazılmış. Ben şu ana kadar kitabı çok beğendim. Zaten Kerouac’ın gezilerini okudukça benim de gezesim geliyor. Bunun yanında başladığım ve hâlâ bitiremediğim Insurgent var ki onu da umarım bu hafta içinde bitirebileceğim.
Ne izledim?
Bildiğiniz gibi İstanbul Film Festivali geçen hafta başladı. Ama ben her zamanki gibi bilet almakta geç kaldığım için bana uygun ve bilet kalmış olan sadece iki film bulabildim. Bunlardan biri cuma günü izlediğim Before I Disappear’dı ya da çevirilmiş haliyle Ben Ölmeden Önce. Filme gitmeden önce filmle ilgili bir araştırma yaptığımı söyleyemem, yani pek bir bilgim yoktu. Sadece 2012’de en iyi kısa film dalında Oscar kazanmış olan Curfew’den uyarlandığını biliyordum. Ancak filmi çok beğendim. Amerikan bağımsız filmlerinde şimdiye kadar izlediklerim arasında en iyilerden biriydi.
İstanbul Film Festivali'nden bilet aldığım diğer film ise
Ryan Gosling’in ilk yönetmenlik denemesi olan Kayıp Nehir (Lost River), onu da
yarın izleyeceğim.
Bu hafta sinemada izlediğim bir diğer film ise Insurgent’tı.
Veronica Roth’ın Uyumsuz (Divergent) serisinin aynı isimli kitabından uyarlanan
film Twilight, Hunger Games ve Maze Runner gibi popüler kitap serisi
uyarlamalarının biri. Başrolde ilk filmde de olan Shailene Woodley, Theo James,
Ansel Elgort, Kate Winslet ve benim çok sevdiğim Miles Teller var. Aksiyon
sahnelerinin bol olduğu, sıkılmadan izlenen bir film olmuş. İlk filmi kitabını
okuduktan sonra izlediğim için neler beklemem gerektiğini biliyordum ancak bunu
izlemeden önce kitabın ancak yarısını okuyabilmiştim, o yüzden benim için
şaşırtıcı oldu filmin bazı yerleri. Ancak bence filmin en dikkat çekici noktası
Miles Teller’dı, belki ben çok sevdiğim için bana öyle geldi; ama sanki biraz
Theo James’ten de rol çalmış.
Bu hafta Amerikan Bağımsız filmi ile Holywood
filmi izlemişim, birbirinden tür olarak çok farklı olsalar da ikisi de çok
güzeldi.
Ne Dinledim?
Bu hafta yeni müzik bulamadım
desem çok doğru olacak. Ancak Franz Ferdinand’ın yeni projesini öğrendim. Franz
Ferdinand & Sparks (FFS) olarak bir albüm çıkaracaklarmış. Franz Ferdinand’ı
seven biri olarak bu albümü de severim gibi, gerçi bu albüm normal Franz
Ferdinand tarzından biraz daha farklı olacak gibi duruyor, sonuçta başka bir
grupla birleştiler. Grup ilk şarkısını yeni yayınladı, şarkının adı Piss Off. Bence çok güzel bir şarkı olmuş. Şarkıyı aşağıya ekledim, isteyen dinleyebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder