4 Ekim 2015 Pazar

Kesinlikle İzlemelisin: The Martian (2015)



Kitabını okuduğumdan beri (yani aylardır) heyecanla beklediğim Marslı’yı sonunda izleyebildim. Filmin yönetmeninin Ridley Scott olduğunu duyunca çok heyecanlanmıştım, başrolde ise Matt Damon’ın olduğunu duyunca filmle ilgili heyecanım hepten artmıştı. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki Marslı, senenin en iyi filmlerinden biri (Mad Max: Fury Road ile beraber). Hatta Marslı bence Ridley Scott’ın son birkaç yıldır çektiği en iyi filmdi ve birçok yönden de kusursuzdu. Mükemmel oyunculuklar, inanılmaz görsel efektler ve müthiş müzikler vardı filmde. (Yazımda çok spoiler vermemeye çalışacağım ancak ben sizi yine de uyarayım şimdiden.)


İlk önce Andy Weir’ın aynı isimli romanından uyarlanmış olan Marslı’nın konusundan kısaca bahsedeyim: Mars’a ilk ayak basan insanlardan biri olan Mark Watney (Matt Damon), çıkan şiddetli bir fırtına sırasında bir darbe alır ve öldü sanılır. Fırtına nedeniyle tahliye edilecek olan mürettebatı ise Watney’i terk etmek zorunda kalır ancak Watney hayattadır. Bundan sonrası sizin de tahmin edebileceğiniz gibi Watney’in hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.


Geçen senenin en başarılı filmlerinden biri olan Interstellar ile Marslı arasından bir şekilde bir bağ kuruldu. Bunun en büyük nedeni ise Interstellar’da da yer alan Matt Damon ve Jessica Chastain’in bu filmde de yer almaları ve tabii ki bu filmin de bir uzay filmi olması. Ancak şunu söylemeliyim ki iki film arasındaki tek benzerlik bunlar. Bunun dışında ne yönetmenlik olarak ne de konu bakımından bu iki film arasında hiçbir benzerlik yok. Christopher Nolan en sevdiğim yönetmenlerden biridir ve Interstellar da bence geçen senenin en iyi filmlerinden biriydi. Bu sene ise Marslı en iyilerden biri oldu. Bu iki filmle karşılaştırılan bir başka film de var aslında o da Sandra Bullock’un yıldızlaştığı 2013 yapımı Alfonso Cuaron filmi Gravity. Bu üç film konu olarak birbirlerinden çok farklı olsalar da son birkaç yılda çıkan en kaliteli uzay filmleri bunlar ve üçünü de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.


Neyse konudan çok sapmadan Marslı’ya döneyim en iyisi. Alien, Blade Runner, Thelma & Louise, Gladiator, Hannibal ve Prometheus filmlerin gibi usta yönetmeni Ridley Scott’ın, yönetmenlik koltuğunda bulunduğu bir bilimkurgu filminden beklentinin yüksek olması çok doğal tabii ki. Benim de beklentim yüksekti ve Scott, filmde her şeyi mükemmele yakın bir şekilde kullanarak benim beklentimi karşıladı. Filmin görselliği gerçekten inanılmazdı, müzik seçimi ise bir o kadar iyiydi.


Başroldeki Matt Damon ise neredeyse kusursuz bir oyunculuk sergilemişti. Neredeyse dememin sebebi ise Mark Watney karakterinin kitapta fazlasıyla komik ve her türlü sorunu kendine has mizahı ile aşmaya çalışan bir karakter olarak tanıtılmış olmasıydı. Filmde ise tam olarak yansıtılmamış gibiydi. Mizah bakımından benim beklentimin biraz altında kalmış olsa da karakterin yalnızlığını, yaşadığı sıkıntıları ve gerilimi bize fazlasıyla hissettirmeyi başaran Matt Damon, müthiş bir iş çıkarmıştı diyebilirim.


Filmin yıldızı Matt Damon’ın kusursuza yakın performansına diğer tüm oyuncular da müthiş performanslarla eşlik etmişler. Jessica Chastain, Michael Pena, Chiwetel Ejiofor, Jeff Daniels, Kristen Wiig ve Sean Bean biraz daha ön plandan olsalar da Sebastian Stan, Kate Mara, Donald Glover, Mackenzie Davis ve Aksel Hennie de müthiş oyunculuk sergilemişlerdi yani kısacası tüm kadrodan kusursuz performanslar gelmiş. Oyunculuk anlamında kimseden bir hata veya göze batan bir nokta yoktu. Uzun zamandır gördüğüm en iyi oyunculuklara sahip film olmuş Marslı. Sonuç olarak müthiş bir kadrodan müthiş oyunculuklar gelmiş yani.


Bilimkurgu yerine bilimsel kurgu olarak tanımlamanın daha doğru olduğu Marslı, uyarlandığı kitaba büyük ölçüde bağlı kalınarak yapılmış diyebilirim. Kitapta çokça anlatılan bilimsel gerçeklerin ve bunun sonucunda Watney’in bulduğu çözümlerin filmde anlatılış şekli çok iyi olmuştu bence. Tüm bunların yanında filmde yapılan bazı göndermeler de oldukça eğlenceliydi. (Örneğin: Iron Man, Yüzüklerin Efendisi vb.)


Marslı’ya genel olarak baktığımızda onu bir macera veya aksiyon filmi olarak tanımlamak pek doğru olmaz çünkü temelde mizah üzerinden giden bir film. Böyle olsa da film boyunca zaman zaman geriliyor, zaman zaman da duygulanıyorsunuz. Kısacası film tüm duygulara hitap ediyor. Ayrıca şunu da belirteyim: Marslı yapım süreci boyunca birçok yönden NASA tarafından desteklenmiş bir film. Örneğin; Bilimsel gerçeklerle ilgili NASA’nın danışmanlarıyla çalışılmış. Bu da şüphesiz ki filmin gerçekçiliğini arttıran bir nokta olmuş.


Sonuç olarak; Marslı kesinlikle yılın en iyi filmlerinden biri olmuş bence. Bu yüzden Marslı’yı sinemada izleyip Ridley Scott’ın yarattığı o müthiş havayı hissetmenizi tavsiye ederim. Mark Watney’in hayatta kalma mücadelesini izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile. Kesinlikle izlemelisiniz deyip yazımı bitiriyorum. (Bu arada merak edenler daha önce filmden yayınlanan görsellere ve fragmana buradan ulaşabilirler.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder