Kitabını
okuduğumdan beri (yani aylardır) heyecanla beklediğim Marslı’yı sonunda izleyebildim. Filmin yönetmeninin Ridley Scott olduğunu duyunca çok heyecanlanmıştım, başrolde ise Matt Damon’ın olduğunu duyunca filmle ilgili heyecanım hepten artmıştı.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki Marslı,
senenin en iyi filmlerinden biri (Mad Max: Fury Road ile beraber). Hatta Marslı
bence Ridley Scott’ın son birkaç yıldır çektiği en iyi filmdi ve birçok yönden
de kusursuzdu. Mükemmel oyunculuklar, inanılmaz görsel efektler ve müthiş müzikler
vardı filmde. (Yazımda çok spoiler vermemeye çalışacağım ancak ben sizi yine de
uyarayım şimdiden.)
İlk önce
Andy Weir’ın aynı isimli romanından
uyarlanmış olan Marslı’nın konusundan
kısaca bahsedeyim: Mars’a ilk ayak basan insanlardan biri olan Mark Watney (Matt Damon), çıkan şiddetli bir fırtına
sırasında bir darbe alır ve öldü sanılır. Fırtına nedeniyle tahliye edilecek
olan mürettebatı ise Watney’i terk
etmek zorunda kalır ancak Watney
hayattadır. Bundan sonrası sizin de tahmin edebileceğiniz gibi Watney’in hayatta kalma mücadelesini
anlatıyor.
Geçen
senenin en başarılı filmlerinden biri olan Interstellar
ile Marslı arasından bir şekilde bir
bağ kuruldu. Bunun en büyük nedeni ise Interstellar’da
da yer alan Matt Damon ve Jessica Chastain’in bu filmde de yer almaları ve tabii ki bu filmin
de bir uzay filmi olması. Ancak şunu söylemeliyim ki iki film arasındaki tek
benzerlik bunlar. Bunun dışında ne yönetmenlik olarak ne de konu bakımından bu
iki film arasında hiçbir benzerlik yok. Christopher
Nolan en sevdiğim yönetmenlerden biridir ve Interstellar da bence geçen senenin en iyi filmlerinden biriydi. Bu
sene ise Marslı en iyilerden biri
oldu. Bu iki filmle karşılaştırılan bir başka film de var aslında o da Sandra Bullock’un yıldızlaştığı 2013 yapımı Alfonso Cuaron filmi Gravity.
Bu üç film konu olarak birbirlerinden çok farklı olsalar da son birkaç yılda
çıkan en kaliteli uzay filmleri bunlar ve üçünü de izlemenizi şiddetle tavsiye
ederim.
Neyse
konudan çok sapmadan Marslı’ya
döneyim en iyisi. Alien, Blade Runner, Thelma & Louise, Gladiator,
Hannibal ve Prometheus filmlerin gibi usta yönetmeni Ridley Scott’ın,
yönetmenlik koltuğunda bulunduğu bir bilimkurgu filminden beklentinin yüksek
olması çok doğal tabii ki. Benim de beklentim yüksekti ve Scott, filmde her şeyi mükemmele yakın bir şekilde kullanarak benim
beklentimi karşıladı. Filmin görselliği gerçekten inanılmazdı, müzik seçimi ise
bir o kadar iyiydi.
Başroldeki
Matt Damon ise neredeyse kusursuz bir oyunculuk sergilemişti. Neredeyse
dememin sebebi ise Mark Watney karakterinin kitapta fazlasıyla
komik ve her türlü sorunu kendine has mizahı ile aşmaya çalışan bir karakter
olarak tanıtılmış olmasıydı. Filmde ise tam olarak yansıtılmamış gibiydi. Mizah
bakımından benim beklentimin biraz altında kalmış olsa da karakterin yalnızlığını,
yaşadığı sıkıntıları ve gerilimi bize fazlasıyla hissettirmeyi başaran Matt Damon, müthiş bir iş çıkarmıştı diyebilirim.
Filmin
yıldızı Matt Damon’ın kusursuza yakın performansına diğer tüm oyuncular da
müthiş performanslarla eşlik etmişler. Jessica
Chastain, Michael Pena, Chiwetel Ejiofor, Jeff Daniels, Kristen Wiig
ve Sean Bean biraz daha ön plandan
olsalar da Sebastian Stan, Kate Mara, Donald Glover, Mackenzie
Davis ve Aksel Hennie de müthiş
oyunculuk sergilemişlerdi yani kısacası tüm kadrodan kusursuz performanslar
gelmiş. Oyunculuk anlamında kimseden bir hata veya göze batan bir nokta yoktu.
Uzun zamandır gördüğüm en iyi oyunculuklara sahip film olmuş Marslı. Sonuç olarak müthiş bir
kadrodan müthiş oyunculuklar gelmiş yani.
Bilimkurgu
yerine bilimsel kurgu olarak tanımlamanın daha doğru olduğu Marslı, uyarlandığı kitaba büyük ölçüde
bağlı kalınarak yapılmış diyebilirim. Kitapta çokça anlatılan bilimsel
gerçeklerin ve bunun sonucunda Watney’in
bulduğu çözümlerin filmde anlatılış şekli çok iyi olmuştu bence. Tüm bunların yanında
filmde yapılan bazı göndermeler de oldukça eğlenceliydi. (Örneğin: Iron Man, Yüzüklerin Efendisi vb.)
Marslı’ya genel olarak baktığımızda onu
bir macera veya aksiyon filmi olarak tanımlamak pek doğru olmaz çünkü temelde
mizah üzerinden giden bir film. Böyle olsa da film boyunca zaman zaman
geriliyor, zaman zaman da duygulanıyorsunuz. Kısacası film tüm duygulara hitap
ediyor. Ayrıca şunu da belirteyim: Marslı
yapım süreci boyunca birçok yönden NASA
tarafından desteklenmiş bir film. Örneğin; Bilimsel gerçeklerle ilgili NASA’nın danışmanlarıyla çalışılmış. Bu
da şüphesiz ki filmin gerçekçiliğini arttıran bir nokta olmuş.
Sonuç
olarak; Marslı kesinlikle yılın en
iyi filmlerinden biri olmuş bence. Bu yüzden Marslı’yı
sinemada izleyip Ridley Scott’ın yarattığı o müthiş havayı
hissetmenizi tavsiye ederim. Mark Watney’in hayatta kalma mücadelesini
izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile. Kesinlikle izlemelisiniz
deyip yazımı bitiriyorum. (Bu arada merak edenler daha önce filmden yayınlanan görsellere
ve fragmana buradan ulaşabilirler.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder